Bugün tarihimizin altın sayfasından bir alıntı yaparak Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’in Niğbolu kalesi önündeki cesaretini paylaşacaktım. Ama önce Cumartesi gecesi bize özlediğimiz sevinci yaşatan Türk Milli Takımını yürekten tebrik ederek duygularımızı paylaşmak istedim.
Gonyalı tabiriyle “Ha şöyle yav”.
Bizde gücümüzün farkına varalım artık.
Milli maçlarda izleyenler olarak ölüp, ölüp dirilirdik.
Şu maç bir bitse diye iç geçirir, ezikliğimizin de altında ezilirdik
Bir de tesellimiz vardı..
“Yenildik ama ezilmedik.”
Bütün bu olumsuzluklar bizim yaşantımıza karamsarlık olarak yansır; “Biz yapamayız” tembelliği ilkemiz olurdu.
Almanya ile hazırlık maçıydı ama doğrusunu söylemek gerekirse ben yıllardır böyle bir maç izlemedim.
Böyle oyunu sadece Avrupa takımları oynar zannederdik.
Ne zaman olursa olsun onların maçlarını izlemek için maç gününü heyecanla beklerdik.
Ertesi günün bütün sohbetler izlenen Avrupa takımlarının maçlarıyla ilintili olurdu.
Oyuncularından stayişle bahsedilir, hatta çocuklarımız bile o oyuncuların isimlerini tek tek sayacak kadar gıpta ederdik.
Almanlar statlarında bizim yaşadığımızın muadilini yaşadılar.
Boynu bükük evlerinin yolunu tuttular.
Tahmin ediyorum ki; bizim takımın oyuncularını konuştular.
Pazar sabahı onların sohbeti de milli takımlarının yenilmesiydi. Maç saati boyunca Türk Milli Takımı’ndan golleri yedikçe ölüp ölüp dirilmişlerdir.
Daha yeni başladılar.
Yenilgiyi tatmaya
Ama alışacaklar.
Hem de öyle bir alışacaklar ki; yenildikçe yerlerine oturmayı öğrenecekler.
Sömürülerinin karşılığı olarak insanlara tepeden bakmayı unutacaklar.
Türk milletinin inancını, kararlılığını ve gücünü hatırlayacaklar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.