NE OLDU BİZE

Hz. Ömer (r.a), halifeliği sırasında Şam’a gitmişti. Kendisini karşılayanlar arasında valiyi göremeyince etrafına toplanan şehrin ileri gelenlerinden, “Kardeşim EbûUbeyde nerede?” diye sorduğunda, “Şimdi gelir.” dediler.

Az sonra da EbûUbeyde geldi.

Hz. Ömer (r.a), valisinin yaşantısını görmek istiyordu. “Haydi kardeşim, sizin eve gidelim” dedi. Birlikte eve geldiler. İçeriye giren müminlerin emîri, evin içinde kılıcı, zırhı ve birkaç parça da ev eşyasından başka bir şey göremedi.

Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a), “Senin bunlardan başka bir şeyin yok mu?” diye sorunca, Ebu Ubeyde (r.a), “Bunlar benim ihtiyacım için kâfidir.” diye cevap verdi.

Hz. Ömer (r.a), “Misafirine bir şey ikram etmeyecek misin?” diye sorunca, Ebu Ubeyde kalkıp eski bir küp getirdi. İçinden kurumuş ekmek parçaları çıkarınca gözleri yaşla dolan Hz. Ömer (r.a), “Ey EbûUbeyde! Vallahi Sen hariç dünya hepimizi değiştirdi” diyerek ağlamaya başladı.

Şimdi de bize, ne oldu böyle diye dövünüyoruz.

Asgari ücretle çalışırken sevgi ve hoşgörülü biriyken, bir makam bulunca yanına varılmaz olduk.

Cebinde metelik yokken faize karşı çıkıp; parayı bulunca bu işler faizsiz olmaz diyenlerden, ihaleyi, repoyu, borsayı, dolgun banka hesaplarını keşfedince tanınmaz hale gelenleri gördük.

Ellerinde para yokken takvadan bahseden; biraz mal ve makam yüzü görünce ahlakını, kimliğini ve şahsiyetini kaybedenleri duyduk.

Dünya bizi değiştirdi.

Baba evladını, dede torununu tanıyamaz oldu.

Yalnızlığa doğru hızla yelken açıyoruz.

Yaşam tarzlarını eleştirdiğimiz, aile yapılarını küçümsediğimiz batılılar gibi olmaya başladık.

Ticarette güveni zayıflattık.

Dostlukta, komşulukta hal hatır sormayı zorlaştırdık.

Kimse kimsenin derdiyle dertlenmiyor.

Menfaati varsa el pençe bekliyor. Yemin billah ağzımızdan düşmüyor.

Ticaret ahlakı kalmadı. Fırsatçılık tavan yapmaya başladı.

‘Ben siftah ettim komşuma bak’ diyenler tarih oldu. ‘Hepsi bizde var’ diyenler, rol modelliğe soyundu.

Sonuç ta işte böyle oldu.

Millete hizmet kapısında bir sandalye bulan bacağı olmasa da kafası tavandan inmiyor.

Dolandırıcılar kol geziyor.

Haklının değil, güçlünün yanında olanlar değer buluyor.

Toplardan poplardan gözümüzü alamaz olduk.

Güzel ahlakı, edebi, terbiyeyi, haramı- helali anlatanları yorduk.

‘Devlet malı deniz’. Cebime gelsin de nereden gelirse gelsin diyenler çoğaldı.

Düğünde, sohbette, ziyarette karşılaştıklarımız, konuştuklarımız Konya’yı yaz diyorlar.

Biraz de Konya da olup bitenleri paylaşmamızı istiyorlar.

Ben halimizi yazdım.

Çok kısaltarak, çoğunu da atlayarak yazdım.

Kendimize bir gelsek diyorum.

Gerisini hallederiz biliyorum.

Ya Allah. Haydi bismillah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet TURAN Arşivi