Zeliha BÜYÜKCENGİZ
SARAYÖNÜ AĞIZLARI, SÖZLÜĞÜ-3
Bu çalışmamızda, “Sarayönü Ağızları, Sözlüğü “ başlıklı makalemizin üçüncüsüne devam edeceğiz. Ağız araştırmaları, dil bilimi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Türkçe için, ağız araştırmalarının başlangıcını, net bilgiler olmamakla birlikte, Kaşgarlı Mahmud’a kadar götürebiliriz.[1]
Son yıllarda Türkiye’de ağız araştırmalarının önemi anlaşılmış, özellikle Anadolu ağızları, araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Bu alanda çok sayıda çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bütün bu gayretlere rağmen Anadolu coğrafyası içinde ağız incelenmesi yapılmayan birçok bölge bulunmaktadır.
Konya’ya bağlı Sarayönü ilçesi de bu bölgelerden biridir. Sarayönü’yle ilgili ağız çalışması yok denecek kadar azdır.[2] Bu sebeple hayatımın ilk 19 senesini memleketim Sarayönü’nde geçirmiş birisi olarak, bir arada yaşadığım dönemde, Türkmen ağızlarını konuşan hemşehrilerimden öğrendiğim kelimeleri, deyimleri sizlere takdim etmeye devam edeceğim. Burada “Sarayönü Ağzı’nda Kullanılan Bazı Sözler ve Deyimler kelime kelime incelenip örneklerle pekiştirilecektir.
*Büngüldemek :Sütün kaynaması,yoğurdun veya sütün sallayınca devinmesi. Örnek:Yavrım, yoğurda bi bak da gel, büngüldemiş mi?
*Ciyiz: Çeyiz. Örnek: Zalif bacım, gelinin yüz açımında(düğünün ertesi günü) ciyizine baktık ya, aman bi ciyiz düzmüş anasıı, gözümüz belerdi galdı(şaşkınlıktan gözümüz açık kaldı).
*Comuduk: Suratı donuk kimse. Örnek: Yakışıklı oğluna benim gözel gız dururken, gitmiş de comuduk bi gelin getirmiş.
*Comutmak :Suratı donuk olmak. Örnek: Ayşa geçen Fadimegile gittim, comuttu durdu. Ben ona naptım gıı?
*Cülü: Hindi. Örnek: Sarayönü sokaklarında gara cülüler, “gulu gulu” diye geziniyorlar, uşaklar da arkalarından seyirtiyorlar.(koşuyorlar).
*Çemkirmek: Sözlü saldırıda bulunmak. Örnek: Gelin, gayınnasına çemkirince (sözlü saldırıda bulununca) tüm mahalle halkı gelini kınadı.
*Dal: Sırt. Örnek: Öteğennek (geçenlerde) torunuma dalımı çinnettiriyim didim, aman bi çinnedi, bi çinnedi dalım dinlene galdı Beyye (Behiye) gıı
*Fıçça: Topaç. Örnek: Fıçça öyle bi döndü ki, uğundu galdı(hızla döndü).
*Gade: cam bardak. Örnek: Anam kilitli dolaptaki gadeleri ayna gibi parlatır, üstüne de tentene (dantel) örterdi, şimdi ne tentene galdı, ne de el işi.
*Gancık: Dişi. Örnek: TöhTöh! Gancık naptıysa dağ gibi babayiğite, gara sevdasından (kara sevdadan) duramadı buralarda.
*Gara yire gelesice: Hoşlanılmayan kişinin evine gelmesi. Örnek: Kezban gıı, öteğennek(geçenlerde)İmine (Emine) bizim eve geldiydi gara yire gelesice, çocuklar hastalandı, nazarı deydi gözü çıkasıcanın.
*Gıdı: Köpek yavrusu. Örnek: İrametlik nenem, bi keresinde sekideki yeni doğmuş gıdıların zabahın ayazında üşümemesi için keçesini yire sermiş, çanakla süt goymuş.
*Gunnamak :Doğurmak.Örnek: Ahmat, bahcaya baktın mı? Bizim gancık köpek 3 tane gunnamış. Başka yirlere de bak da gunnadıysa üşümesinler.
*Hoşmerim :”Hoş mu erim?” sözcüğünün halk arasında değişiminden söylene gelmiştir. Süt, yağ, un, kaymak, şekerle yapılan bir tatlı. Örnek: Geliinn, avludaki bastırıktan piyniri çıkar da, gelecek misafire bi hoşmerim dök ak yavrım.
*Kırı: Eşek yavrusu, sıpa. Örnek: Aamet yavrıım seyirt(koş), ahırda kırıya bi su vir, susamıştır.
*Macçalık: Fenalık, kötülük. Örnek: Aha avradın macçalığına(fenalığına) !gaç anam hiç usukmadı (durmadı).
*Muşulamak: Suratını asmak. Örnek: Ne muşulayıp oturun gayınna, dip sedire kurulmayı pek bilirsin, yüzüme bakacağına bi eme yara (bir işe yara).
*Nüzomsuz: Lüzumsuz, boş konuşan insan, üzerine düşmediği halde söz söyleyen. Örnek: Nüzomsuz nüzomsuz ne gonuşup durun gıı, elin yok amma, dilin pek çok(hem beceriksizsin hem de gevezesin).
*Şirnemek: Şımarmak, yaramazlık, arsızlık yapmak. Örnek: Şo çocuk, aman bi zıddıma gidiyor(sinirleniyorum), nenesiyle gelince şirneyip benimkilerin elinden oyuncağı almadan gitmiyor, inadı batasıca sıpa !
*Tüymek: Korkup kaçmak. Örnek: Anası terliği gapıp atınca, paçasını desteleyip tüydü.
*Uğunmak: 1. Acı sonucu kıvranmak 2.Hızlı bir şekilde dönmek(topaç vs.) Örnek: Ayşe’nin eli kesilince uğundu galdı yazzık.
*Yirkişmek: Çekişmek, karşılıklı söz söylemek. Örnek: Töbeler olsun bacım, bi daha o kadınla yirkişmek mi? Gafam biynim gitti, söylediğime pişman itti beni.
*Yumuş Buyurmak: Bir işin yapılması işin talimat vermek, sorumluluk vermek. Örnek: Uşaklara yumuşu güccüğüken buyuracan geliin. Böyüyünce yumuş dutmazlar. Ağaç çıbığıken eğilir.(Ağaç yaş iken eğilir.)
*Zini: Yerde oturarak yemek yemeye yarayan 15-20 kişilik sini. Örnek: Aha ganaralara (koca boğazlılara)! Açlıktan zininin depesine çıkacaklarıdı nirdeyse.
[1]ÇAL,Ahmet (2017),Beyşehir’in Huğlu Kasabasında Yaşayan Türkmenlerin Belirgin Ağız Özellikleri,DergiParkSelçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi DergisiArşivSayı 38,s.1-22
[2]KÜÇÜKBALLI, Fatih Numan-YASTI, Mehmet (2015). “Sarayönü Yörük ve Türkmen Ağızlarının Belirgin Dil Özellikleri”. Tarih, Kültür, Sanat, Turizm ve Tarım Açısından Uluslararası Sarayönü Sempozyumu. ed. Hasan Bahar. (24-26 Ekim 2014). Konya: Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, s. 472
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.