Zeliha BÜYÜKCENGİZ
KONYA MİLLETVEKİLİ NEZİR BÜYÜKCENGİZ HALKI İÇİN NELER YAPTI? (2)
Bu hafta 20. ve 22. Dönem Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’ in milletvekilliği esnasında özellikle Konya ve yöresi halkı, memleketi Sarayönü için T.B.M.M.’de yaptığı konuşmalar ve soru önergeleri konusunun 2. ve sonuncusunu yazacağım.
Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’ in 10.02.2004 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşmada :”Konya İli’nde Zümrüt Apartmanı örneğinde olduğu gibi diğer apartmanların çökme sebepleri konusunda:
“-Sayın Başkan, Yüce Meclis’in Değerli Üyeleri;
2 Şubat Pazartesi günü Konya'da meydana gelen Zümrüt Apartmanı faciasıyla ilgili gündem dışı söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çok büyük bir üzüntü yaşadı Konya, dolayısıyla Türkiye. Bu olay nedeniyle 92 hemşehrimiz hayatını kaybetti, 29 kişi yaralı olarak kurtuldu. Türkiye'nin 17 biriminden 231 arama-kurtarma görevlisi olayın cereyan etmesinden şu ana kadar görev yaptılar ve onların kurtardıkları canlar bizim tesellimiz oldu, acımızı bir parça hafifletti. Bu olay, afet değildir. Deprem, heyelan, sel baskını, tipi, dolu vurgunu doğal afettir; afetleri biliyoruz. Peki, bu olay nedir? Bu olayın adını koymak, hep birlikte, Parlamento olarak, bizim görevimizdir. Bu olayın adı ihmal midir? üç kâğıtçılık mıdır? cinayet midir? ahlaksızlık mıdır? hırsızlık mıdır?.. Yanlış yapılaşma, yanlış belediyecilik, eksik ve çürük malzeme, denetim eksikliği, siyasi yandaşlık, kayırmaya dayalı yapı ve iskân ruhsatları...
Değerli arkadaşlarım, bu sonuç artık, çağdaş, dürüst, tarafsız ve bilimsel yerel yönetim zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. 21 inci yüzyılda bilişim, iletişim, teknoloji çağını yaşıyoruz ve Türkiye, Avrupa Birliği’nin kapısını zorluyor, Avrupa Birliği’ne girmek istiyor. Olayın olduğu gün, bütün televizyon kanalları naklen yayına geçtiler. Ulusal kanallarımızın dışında, yabancı ülkelerin kanalları da Konya'daki olayı başından sonuna kadar, haberlerinde gösterdi. Ben şunu düşündüm: Yabancı kanalları izlerken, Afrika ülkelerinden Somali'de, Etiyopya'da, Uganda'da açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan cılız çocukları gördüğümüz zaman yaşadığımız duyguları, BBC kanalında olayı izleyen İngiliz vatandaşları ,CNN'de izleyen Amerikalılar bizim o çocukları izlediğimiz zamanki yaşadığımız duyguları inşaallah yaşamamışlardır. Yabancı ülkelerde bu manzarayı izleyen insanlar; burası nasıl bir ülke? nasıl insanlar? nasıl yönetiliyorlar? nasıl yönetiyorlar? yaptıkları bina kendilerine mezar oluyor diye inşaallah düşünmemişlerdir. Ülkemiz açısından bu olumsuz görüntülerin ve olumsuz anlayışların bir defa daha ortaya çıkmaması için, 22. Dönem parlamenterleri olarak bir araya gelelim ve bir ilki gerçekleştirelim. Konya Milletvekilleri olay mahallinde parti farkı gözetmeksizin görüştük ve Parlamento’da temsil edilen her iki partinin, Adalet ve Kalkınma Parti’ li milletvekilleri ile Cumhuriyet Halk Parti’ li milletvekilleri, bu konu ile ilgili ortak bir soru ve araştırma önergesi vermeye karar verdik.
Değerli arkadaşlarım, suçlular cezalandırılacak. Bir müteahhit ile bir taşeron tutuklandı ve Konya'daki bu facianın sorumluluğunu ikisinin sırtına yükledik. Suçlu acaba sadece bu 2 kişi mi? yoksa, bunda hepimizin suçu var mı, hepimizin dahli var mı? kafamızı iki elimizin arasına alalım bir düşünelim. Elbette bizler de bu konuda suçluyuz. Parlamento çatısı altında bulunan tüm milletvekillerin de bunda dahli var.
Değerli arkadaşlarım, tabii, bu arada, T.B.M.M. ile beraber, bu konuyla ilgili hükümetin ilgili Bakanlık Birimleri , Üniversiteler , Yerel Yönetimler, Meslek Odaları ve bu konunun uzmanıyım diyen herkes birleşerek, bu soruna ulusal bir sorun gözüyle bakıp çözüm önerilerini ortaya koymalıdır. Bundan sonra bu tür faciaların yaşanmaması için de gerekli yasal düzenlemeler yapılacaksa eğer, T.B.M.M.Yasama organı olarak bizim, bunu bir an önce gerçekleştirmemiz gerekir. Ayrıca, ölenlerin geride kalanlarının, oradaki ev sahiplerinden geriye kalanların barınak sorunu mutlaka halledilmelidir.” dedi.
KAYNAKÇA:
1-T.B.M.M. Zabıtları (10.02.2004), 22.Dönem , 2.YasamaYılı, 50.Birleşim, T.B.M.M. Tutanak Dergisi, Cilt:40, s.237-243
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.